Yürek ülkesinin izbelerinde şehla bakışlı ayrılık hiç çekmedi ki hüzünlü gözlerini Gülizar'dan. Hüzünleri öfkelere bileyip, limon ağacının dallarında küçük küçük, sarı sarı güneşleri verdi ellerine mutluluk diye ve sonra açınca güneşini, ekşiyen suratını gösterdi ona aşk ve derviş (b)akışlı Urfa'sı bile. Yenilmiş bir kalbi olmadı her şeye rağmen; yenilgileri ile güzelleşen bir yürek ve yürek ülkesinde onu hiç yalnız bırakmayan yaralı ahdesi ve en vefalı dostu ayrılıkla ne çok hüzün biriktirdiler ve ne çok yıkadılar hüzünlerini topladıkları yağmurlarıyla. Neyse ki ayrılıkları bile kendi ülkesinde güzelleştiren iradesiyle cebin değildi ve ne çok kere düştü cidarından yüreğinin, üstelik çevikti de düşüşlerinde. Ehlibeyt ashaplarımı vardı onu koruyan, meramı sıdk'tan yanaydı onun; ondan mıydı ki her düşüşünde ve her olağan ıskalanmasından hayata, yine kaimdi o, her sonralarında bile düşünüşlerinin.
Kullanıcı Yorumları