"İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat belirdi ki Allah, yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın. Belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler." (Rum Suresi: 41) Dünya yaratıldığından beri insanlık aleminde nice olaylar meydana gelmiş, nice hadiseler zuhur etmiştir. Uçsuz bir deryanın dalgaları gibi nice çalkantılar, kasırgalar ve tufanlar yaşanmıştır. Nice milletler gelip geçmiş, sayısız medeniyetler kurulmuş ve sonunda yok olmuştur. Geçmişe ait en doğru bilgiyi, şüphesiz ki her şeri öğreten Allah vermektedir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim, eskiden yaşayan milletler hakkında en güzel haberleri beyan etmektedir. Kur'an-ı Kerim bu kıssaları, olayları beyan buyurduktan sonra da anlatılış gayesini açıklarken "ibret alınması, ders çıkarılması" olarak gösterir. Bunu Yusuf Suresi'nin yüz onbirinci ayetinde açıkça görmekteyiz: "Andolsun, onların (geçmiş peygamber ve ümmetlerin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır." Geçmiş milletler içinde Allah tarafından gazaba uğrayanların hallerini anlattığımız bu eserde, alınacak öğütler, çıkarılacak dersler vardır. Böyle bir eseri yazmakla gönüllere korku salmaktan ziyade, Allah'a yakınlaşıp felaketlerden kurtulmaya vesile olmayı düşündük. Depremde masa altında saklanmak yerine, deprem olmadan önce Allah'ın himayesine girilmesi gerektiğine işaret ettik. Rahmeti gazabını geçen, Yüce Rabbimizin, hiçbir şeyi boşa vermediğini ve her şeyi hikmetince yarattığını anlatmaya çalıştık.
Kullanıcı Yorumları