Klasik Doğu anlatılarından Kafkaesk atmosferlere uzanan bir yolculuk.. ölümün sıradanlaştığı bir ülkeden hayatın yüceltildiği bir kıtaya doğru çıkılan çetin yol.. Kendini bir kütle olarak var edemeyen söylemden sızan kendi dilini arama girişimi..Amidabad sokaklarından Paris'e dönen köşede, "adı olmayan" biri karşılayacak sizi. Roman boyunca adıyla çağrılmayan, kavmini yitirmiş ama yenilgi ve mazlumiyeti kendine vergi sayan kavmini de eleştiren bir "kahraman" o. "Ben-anlatıcı", dolaştığı tekinsiz mekânlardan hem Doğu'nun, hem de Batı'nın yüzüne sözcüklerle yapılmış bir ayna tutuyor. Amidabad: Göç, çocuk ve Irmak, Meme Alan destanından Baudelaire'in "Albatros" şiirine, Kur'an'dan İncil'e uzanan metinsel bir zenginlik üzerine oturmuş. Ancak alışılmış üçüncü Dünya yazarlarından farklı olarak kendi gerçekliğiyle doğru mesafede duruyor.Favvaz Husen'in haritasında insana ve gerçekliğe ilişkin yeryüzü şekilleri bungun renklerle boyanmış. Kolay okunan zor bir metin!
Kullanıcı Yorumları