Evvel zamanda. Gökler toz dumanda. Ne Ay var idi, ne Dünya. Ateşten kor, koca koca bulutlar dolaşırdı; sonsuz uzayda, sessiz boşlukta.
Gel zaman. Git zaman. Uzayda sessizlik bozuldu. Ateşten kor, koca bulutlar patladı, çatladı. Topak topak, kül kül oldu. Her biri bir yana saçıldı, savruldu.
Topaklar zamanla soğudu. Güneş, gezegenler, uydular oluştu. Kimine Mars, Jüpiter dendi. Kimine Ay, Dünya dendi.
Dünya denen gezegenimiz milyarlarca yıl geçince soğudu. Kabuk bağladı. üzerinde su, toprak meydana geldi. Bitki, hayvan ve insanlar türedi.
Dünya düzeni kuruldu. Tarihler, destanlar, ağıtlar, masallar yazılmaya başlandı.
Dünya Güzeli, bizim masalın adı. Okumakla, dinlemekle çıkar tadı. Kim iyi okumazsa, dinlemezse, yesin onu Arap Dadı....
Bir zamanlar, iki dost ülkenin, iki padişahı vardı. Biri genç, biri yaşlı; biri toy, biri ağır başlı idi. İkisi de iyi huylu hükümdardı.
Genç padişah, dost ülke padişahının dünya güzeli kızını gördü. Aşık oldu. Onu istedi. Fakat Sultan Ana, buna karşı çıktı. O, başvezirin biricik kızıyla evlenmesini isterdi. Oğlu, Sultan Anayı dinlemedi. Sevdiği padişah kızıyla evlendi.
Kullanıcı Yorumları