Gazel üstadı ve Türkiye'nin eşsiz sanatçısı Yahya Kemal Beyatlı ki gazelin zirvesini fethetmeyi başarmıştır, 1958 yılında hayatı veda ettikten sonra gazel, mesnevi, rubai yetim kalmıştır Türkiye'de. Ve her gün gitgide daha unutulmaya mahkûm edilmiştir ve bence bu ilgisizliğin sebebinin birinci unsuru modernizm dediğimiz serbest şiirin o kadar basit ve o kadar kolay görülmesi ve bundan dolayı her yazılanın şiir, her yazanın şâir sayılır olmasıdır. Serbest şiirde vezin, kafiye söz konusu olmadığından, insanların da her zaman kolayı seçmeleri dolayısıyla bu tür aşırı kabul görmüştür.
Gazel veya hece ile şiir yazmak için üç medeniyetin dilini, yani Türk, Arap ve Farsçayı ve bu üç medeniyetin kültürünü tanımak gerekir. Bu kolay olmasa gerek. Bildiğimiz gibi bu devranda bir dilde her gün birtakım kelimeler ortadan kalkmaktadır. Dile başka kelimeler katıldığında ve dildeki kelimeler ortadan kaktığında bir medeniyet yok olmuş olur. üçüncü olarak Divan edebiyatı yazmak için dili, kültürü, medeniyeti bilmek gerekir. Elbette bunların başında gazel yazmak için mutlaka âşık olmak lazım.
İranlı Azeri olduğum için belki merak edersiniz neden Anadolu adlı bir eseri yazmaya ve yayınlamaya çaba gösteriyorum.
Ben 80-85 yılları arasında bir Türk ilim ocağından mühendislik eğitimi alıp ve yine 2008-2009 yıllarında bir Türk ilim ocağı tarafından, Azerbaycan'dan fahri doktor ve profesörlüğe layık görünmüş biri Türk olarak kendimi her zaman Türkiye'ye borçlu hissetmişim ve mademki yüce Rabb'im böyle sanatı ve duyguyu bana bağışlamış ben de her ne kadar az olsa da Türkçe'nin kültür, medeniyet, asaletine sığınarak Anadolu adlı eserini oluşturup ve böylece borcumu ödemeye kalkışmışım.
Kullanıcı Yorumları