Kadınlar Züleyha'nın evinden döndükten sonra aşk şarabıyla sarhoş olup susmayı bilmeyen bülbül gibi şakıyorlardı. Her biri Yusuf'un güzelliğinin gönüllü meddahı olmuş, çarşı pazar Yusuf'u anlatıyorlardı. Gördükleri her kıza, kadına kendilerinden geçerek ondan övgülerle bahsediyorlardı. Onun güzelliğini tarif etmeye kelimeleri kifayet etmese de, beden dilleriyle, seslerine yansıyan coşku ve heyecanlarıyla muhataplarının gönlüne Yusuf sevdası nakşediyorlardı. Onu anlatınca kanatlanan kuşlar, neşeden yerlerinde duramayan rakkaseler gibiydiler. Artık Yusuf, Mısır'ın gündemiydi. Mısırlı kadınların ise tek gündemi.
Eğitimci yazar Selami Yalçın, bu kez aşk'la çıkıyor okuyucunun karşısına.
İnsana bağışlanan en kıymetli hediyelerden biri de sevgi olsa gerek. Her ne yapılıyorsa onun için yapılıyor, bütün güzellikler ondan neş'et ediyor. Sevgiyi çekip alsak hayattan geriye ne kalır ki
Bir de insanın sevgiden bir adım ötesi olan aşkla ilişkisi var. Aşk, bağlanmak yani. Aşk, kendin kadar hatta kendinden daha değerli birinin olduğunu kabul etmek; onunla daha bir mutlu olmak, onsuz bir şeylerin eksik kalacağını hissetmek.
Ancak bu mahkûmiyet halini de almamalı. Aşk köle kılmamalı. Aşk girdaba dönüşmemeli. Aşık olunanı ve aşık olanı ateşe atmamalı, onulmaz dertlere yol açmamalı. Aşk çoğaltmalı, var kılmaya devam etmeli.
Bunu için olsa gerek Hz. Yusuf kıssası bir de bu yönüyle gözden geçirilmeli. Züleyha ve Hz. Yakup hayatın diğer yansımaları. Ve hep birlikte verilen bir imtihan. Evet her sevgi, her aşk aynı zamanda bir imtihan.
Kullanıcı Yorumları