Aşk en hâlleri, son hâline küsmüş; zira işin içine acıklı veda anlarına nispet “vefa“ gark olmuş. En hasından, en çoğundan, en varından, en yârından severmiş, sevince insan. Mutluluğun en çılgınını yaşadığı kadar hüznün de en derinini yaşarken bulurmuş özünü, sevdiğinin gözbebeklerinde. “ölüm bizi ayırana kadar...“ yeminini etmeden daha, çıkagelirmiş ölüm.
Bir Ferhat, Şirin'ine vefa gösterirken vaktiyle, öteki Ferhat Neşe'sine sevdiğini bile söyleyemeden çekip gitmiş. Gidenin gözü arkada kalınca, kalanın omuzlarında öbeklenmiş aşk adına ne varsa.
Aşka doymayı nasıl erteler ki insan ve açlığını neyle giderir sevdiğinin yokluğunda Ferhat'la Neşe'nin hikâyesidir bu; karanlık yüzü henüz aydınlatılamamış bir dönemin, gerçeklik aynasına yansımasıdır ve emanet hayatların izdüşümüdür sarı sayfalara. Fazla söze ne gerek.
(Tanıtım Bülteninden)
Kullanıcı Yorumları