İnsan haklarına saygılı olan yazar, her bireyin eşit şartlarda yaşam hakkına da bu sebeple sahip olduğuna inanmıştır. İçinde yarattığı insan sevgisini, Atatürk'ün çizdiği yol olan ilke ve inkılaplarına olan saygısından almıştır. Cumhuriyet'e tam bağlılığı savunur. Parlamenter sisteme duyduğu saygı, en önemli yaşam felsefesidir. Bu kitapta kısaca ne demek istediğini sizlere kendi deyimiyle özetlemektedir.
"Atatürk'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, parlamenter sistemle yönetilen ve halkın iradesinin tamamen milletin elinde olduğu bir rejim olan Cumhuriyet rejimiyle yönetilir.
ülkemizin böyle bir devlet adamı ve dahi tarafından kurulmasını ilerleyen yıllarda ne yapmak istediğini anlatamadık görüşündeyim. Devletin yönetim şekli "cumhuriyetçi" olacaktı. Ancak cumhuriyetçilik tek başına bir anlam ifade etmiyordu, O günlerde de bu gün olduğu gibi cumhuriyet rejimleri arasında farklar vardı. Fransa da bir cumhuriyetti, Sovyetler birliği de bir cumhuriyetti. Bu günkü İran'da bir Cumhuriyet. Bizim cumhuriyetimiz kişilerin özgürce duygu ve düşüncelerini ifade edebilecekleri halk egemenliğine dayalı bir cumhuriyet olmalıydı. Kurulacak Cumhuriyet sadece seçim zamanı oy vermek anlamına gelmemeliydi.
Kullanıcı Yorumları