1130 (1718) senesinde üsküdar'da doğan Hâşim Baba, Celvetî âdâb ve erkanına göre yetişti. Daha sonra Bektaşîliğe yönelerek o yolda önemli bir konum olan dedebabalık makamına kadar yükseldi. Bektaşîlerin bir kısmı onun şeyhliğini kabul etmedi. Hâşim Baba, çok yönlü kişiliği nedeniyle bir yerde karar kılamamış bunun sonucunda hem Celvetiler hem de Bektaşiler tarafından kabul görmemiştir. Celvetî âsitânesi şeyhleri tarafından dışlanması neticesinde vefatından sonra mensupları kendisine Hâşimiyye adlı bir tarikat nisbet etmişlerdir. Vâridât'ında Hz. Ali'den ceddim diye bahsederken divanının sonunda Safiyyüddin-i Erdebilî vasıtasıyla Hz. Ali'nin soyundan geldiğini beyan eder. Kendi iç dünyasında muhtelif tezahürleriyle yaşamış olduğu tasavvufî coşkuyu şiirlerine başarılı bir şekilde taşıyan şair, Allah aşkını, Ehl-i Beyt sevgisini en samimi duygularla terennüm eder. Şiirlerinde Allah'a ulaşmanın yollarını ve bu yolda sâliklerin karşılaşacakları güçlükleri anlatır. Ona göre, vahdete ulaşabilmek için bir mürşide-pîre bağlanmak ve onun rehberliğinde azami gayret göstermek gerekmektedir.
Kullanıcı Yorumları