İslamcılık, monolitik değildir. 20. yüzyıl komünist hareketi gibi, pek çok tezahürü vardır -El Kaide tipi şiddet yanlısı ve radikal olanlarından, Türkiye ya da Fas'taki İslamî partiler gibi uzlaşmacı ve barışçı olanlarına kadar... Amaçları aynı olsa da (Müslüman toplumları yeniden İslamîleştirmek, Müslüman ülkelerde İslamın egemenliğini ve Batı ile İslam arasındaki güç dengesini yeniden kurmak), bu amaca nasıl ulaşılacağı konusunda farklı örgütlerin farklı yaklaşımları vardır. İslamcılık aynı zamanda dinamiktir de; aynı grup, değişen koşullarla birlikte, daha radikal bir projeden daha ılımlı bir projeye kayabilir. Bu dinamizmi -ve hatta değişkenliği- aralıksız bir bölünme ve çoğalma sürecinde de görülebilir. Bir örgüt şiddet eylemlerinden yasal düzleme kaydığında (Mısır'daki Müslüman Kardeşler gibi), yeni bir uç grup ortaya çıkar ve radikal yaklaşımı o üstlenir. Ya da aynı örgütün (Filistin'deki Hamas gibi) bir yandan terörist yöntemleri kullanmaya devam eden askeri bir kanadı varken, diğer yandan siyasallaşmaya hazır bir siyasal kanadı olabilir.
(Tanıtım Bülteninden)
Kullanıcı Yorumları