Ben öğretmenim. Yaşadığım topluma öğretmen gözüyle baktığımda:
öğrencilerimi gördüm küçükten büyüğe. Her birinin yüklendiği görevle geleceğe koştuğunu gördüm. Kimileri mutlu, kimileri mutsuz. Sevindiğim de oldu, üzüldüğüm de.
Köyde, kasabada, şehirde yaşayan insanlarımıza, Anadolu insanına baktığımda; onların ne yaman çelişkilere kurban edildiğini gördüm. Acılarla boğuştuğunu gördüm paramparça. İnsanlığımdan utandım çoğu zaman, çoğu zaman kahroldum.
ülkemdeki adaletsizliği, eşitsizliği, ayrımcılığı gördüm. İsyan ettim. Kaçıp gitmek geldi içimden uzak diyarlara.
Dünya'ya baktığımda; savaşları, ölümleri ve sömürüyü gördüm. Bu vahşeti yaratanların yüzlerine tüküresim geldi.
Bütün bunlar karşısında bunaldığımda, hemen Ulu önder Atatürk'e koştum. O yüce insanın "Vatanımıza, cumhuriyetimize, tam bağımsızlığımıza, demokrasimize, ilke ve devrimlerime sahip çıktığını biliyorum. Yılmadan, yorulmadan mücadeleye devam et. O zaman hem yurdumuzdaki hem de Dünya'daki barışa katkı sağlarsın." sözleri beni kendime getirdi, rahatlattı.
O rahatlıkla güzellikleri yaşamaya, güzel şeyler düşünmeye başladım. Köyümün, çocukluğumun tadına doyum olmaz anılarında uçtum. Doğanın akıl almaz güzelliklerinde büyülendim. öğretmenliğim boyunca, beni yetiştiren İvriz'i hiç utandırmadım. Hep gururlandım İvrizli olmaktan. Her andığımda İvriz'i, dalıp gittim yüzlerce tatlı anıya.
çok doğaldır ki, gençlik yıllarımın ılık ve okşayıcı rüzgârları önünde aşka ve sevdaya yelken açıp, sevgiyi ve mutluluğu yakalama çabalarının tadı da bir başka oldu.
Bütün bu anlattıklarım, çok uzun öğretmenlik yılları sürecinde ve her biri kendine özgü zaman dilimleri içinde yaşandı. Yaşanmışlıklar, duygularım ve düşüncelerimle şekillendi. Sonuçta elinizdeki bu kitap oluştu.
Kullanıcı Yorumları