Bir zamanların Ankara'sının hikâyesi; öncesinde Ulus'un, Hisar'ın, Anafartalar Caddesi'nin, Samanpazarı'nın, Dörtyol ve Cebeci'nin sonrasında Sıhhiye'nin, Yenişehir'in, Kızılay'ın en sonunda da Yenimahalle'nin Kavaklıdere'nin ve Cinnah'ın hikâyesi...
Palabıyığın Meyhanesi, Arnavudun Lokantası, Kürdün Meyhanesi, Acemin Bahçesi, Madamın Yeri gibi isimler bugün kimlere tanıdık geliyor
Hamiyet'in, Samanpazarı Esenpark'da mikrofonu bırakıp şarkıya asılmasını ve Sıhhiye'deki insanların nasıl bir duygu yoğunluğu içinde durup bu sese kulak kesilmesini hayal edebiliyor muyuz O zamanlar Ankara; akasyalar ve sinemalar demek. Küçücük bir bölgeye kaç sinema sığar
Yıldırım Beyazıt Meydanı'nda Emek, Atlas ve Nur; çalışkanlar'ın Samsun Asfaltı'na bakan yönünde Sefa; Aydınlıkevler'de Cici ve Doğan; Kavacık Subayevleri'ndeki çamlık'ta Erdem; Dışkapı'da Yaman; Yenidoğan'da Zafer ve Yüksel sinemaları yer alıyor. Bu sinemalarda ayrıca konserler de düzenleniyor.
Hatay Sokak çok güzel bir sokak. Mimar Kemal İlkokulu'ndan başlayıp Selanik Caddesi'nin köşesinde biten bu kısacık sokaktan, Türk edebiyatı ve sanatına damgasını vuracak kaç sanatçı çıkabilir
Ankara'nın hikâyesi bu...
İçinde; çevresinde piknik yapılan, balık tutulan, kıyılarında kuş seslerinin dinmediği o güzel derelerin yer aldığı bir şehrin hikâyesi...
Kullanıcı Yorumları