Rıfat Ilgaz, tüm yaşamını insanlık uğruna sunarak “bir insanın nasıl yaşaması gerektiğini“ en çarpıcı biçimde göstermişti. Hapishanelerde, hastanelerde, basımevlerinde, ışıksız, havasız, yerine göre susuz, ekmeksiz, selamsız... O, tarihteki bazı yanılgıları gün ışığına çıkartmak amacıyla da son günlerinde anılarını kaleme almayı tasarlıyordu. Kitabına düşündüğü ad ise “Biz de Yaşadık“ idi. Olmadı. Sivas olayları yüzünden aramızdan ansızın ayrıldı.
Ardından, Ilgaz'ın son on yılına yakın tanıklığını “Rıfat Ilgaz'lı Yıllar“ ile belgeselleştiren Mehmet Saydur yeniden kolları sıvadı. Bir mektubunda Usta'dan, “Anılarımızı sen değerlendireceksin“ yetki ve güvencini almış bir dostu olarak, çetin araştırmasına üç yıl önce başladı. Ilgaz ile ilgili yazılı ne varsa aradı, taradı. Markopaşa'ları buldu, bir araya getirdi. Ulaşabildiği tanıkların bilgilerine başvurdu. Bulgularını denetledi, soruşturdu, konuşturdu. Aynı adla sundu.
Adını Rıfat Ilgaz'ın koyduğu bu kitap ile Ilgaz Usta'nın bir türlü düzene girmeyen yaşamı düzenlenmeye çalışıldı. Bu düzen ile, İmparatorluktan Cumhuriyete geçişi, Cumhuriyet dönemimizin gel-gitleri, Edebiyat tarihimizin kimi ilginç yönleri sergilenmiş oldu. Kitap aynı zamanda, toplumcu-gerçekçi yazın yaşamımızın ve bu uğurda ödenen bedellerin belgeseli demek. Saydur'un aydınlık yaklaşımı ve titiz çalışması, “kimlerle gurur duymamız gerektiğinin“de belgesel bir yanıtı olsa gerek...
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları