Paul Auster 1947'de New York'ta doğdu ve 1980'lerde Amerika'da bir bomba gibi patlayarak dünyanın üzerine düştü. Ama sadık okurlarını Avrupa'da buldu. Varoluşçu felsefeye yeni bir bakış açısı, yeni bir çıkış noktası ve yepyeni bir yorum getirdi. Bu “post-varoluşçu“ akımının öncülüğünü yaptığı ilk eseri bir üçlemenin, “New York üçlemesi“nin ilk kitabı “City of Glass/Cam Kent'tir. üçlemenin diğer kitapları ise, “Ghosts/Hayaletler“ ve “The Locked Room/Kilitli Oda'dır. Amerika'da yaşayan Yahudi asıllı yazarın eserleri 20'den fazla dile çevrilmiş ve kısa sürede “Okunmazsa olmaz“ yazarlar arasına girmiştir. “Aslında hiçbir zaman gerçek olamaz“ diye düşündüğümüz olaylar Auster'ın eserlerinde “gerçeğe“ dönüşür. Yazar, her şeyin olabileceğine inandırır okurlarını. Bu yüzden Auster, duygulu-algıları olan ve kendisini arayan insanların yazarıdır. Tıpkı, “Son Şeyler ülkesinde“, “Yükseklik Korkusu“, “Ay Sarayı“, “Şans Müziği“ adlı eserlerindeki kahramanları gibi...
Cam Kent'te yanlış bir telefon numarasıyla oyun başlar. Ok bir kez yaydan çıkmıştır ve hedefe varacaktır. Ama hedefin ne olduğu belli midir “Cam Kent“te birbirini izleyen olayların peşi sıra, kişinin ardına düştüğü şey, sonunda kendi hayatı, kendi geçmişi, içindeki ben, içindeki öteki olabilir.
Elinizdeki eser dört ustanın “kafa, el ve göz“ nurunun ürünüdür. “Cam Kent“, David Mazzucchelli (Batman, Rubber Blanket), Paul Karazik (Raw), Bob Callahan (JFK'yi Kim Vurdu) ve Art Spiegelman'ın (Maus) usta ellerinde şaşırtıcı bir şekilde görsel dile dönüşmüştür.
Aksoy Yayıncılık'ın Show Kitap “Egoist Dizisi“ içinde yer alan “Cam Kent'i ilgiyle okuyacaksınız.
(Arka Kapak'tan)
Kullanıcı Yorumları