Bir yaz akşamının serinkanlılığıyla gelen havayı bir kaplumbağa sürüsünün yavaş adımla-rı gibi içime çekiyordum. Ve birden aklıma, bugünün tarihi geldi: 20 Temmuz.
Her şey o günden sonra başlamıştı.
çiçekler birbirini kıskanıp tebessümle açtı ve o güzelim kokularını Paris'in sokaklarına yaydı. Sokağa çıktığımda, siyah beyaz insanlar ortalığı farklı konuma dönüştürmüştü. Ken-di nefes alışverişimi duyabileceğim ve kokusu bile insanı çekmeye yarayan Seine Irmağı'na gitmiştim.
O gün herkesi aklımın ucundan atmış, sadece bugünün farklılığını düşünüyordum. Ka-ranlığın sesini duyarak ırmağın içine girdim. Seine Irmağı'nın kenarına oturdum. Yirmi beş dakika sadece su seslerini içime çektim. Ben de duygularımla akıyordum dünyaya... Ar-kamdan garip sesler gelmeye başlamıştı. İki adam birbirine hakaret ediyor ve birbirlerini itip kakıyorlardı. İçkiyi fazla kaçırdıkları gayet belli oluyordu! Beş yaşındaki çocuklardan fark-sız iki adam. Akşam geç bir saat olduğundan yüzlerini pek iyi göremiyordum...
Bana sataşmaya başlamışlardı, biri hakaret ediyor diğeri ise gülüyordu.
Kullanıcı Yorumları