Batı'da doğmuş ve temelde Hıristiyan teolojisiyle ilişkili ve ondan ayrı düşünülemeyen ‘dinî tekelcilik' ya da ‘dinî dışlayıcılık' anlayışı mümkün olabilen tüm yönleri ve temsilcileriyle incelemeye çalışılmıştır. Tekelciliğin ya da dışlayıcılığın felsefî bir problem olarak psikolojik, sosyolojik, felsefî ve teolojik temelleri ele alındıktan sonra dinî tekelciliğin Batı düşüncesinde nasıl anlaşıldığı, ilişkili olduğu kavram ve teoriler, ne tür çeşitleri olduğu ortaya konulmuştur. Bu modelin İslam düşüncesi açısından imkân ve imkânsızlığı da müşahhas bir örnek üzerinde analiz edilmeye çalışılmıştır. İslam düşüncesi çok geniş bir alanı ifade ettiğinden dolayı bu örnek Ebu Hanife ile sınırlanmıştır. Genel olarak Batı inanç, kültür ve düşünce geleneğinde neşvünema bulan ya da daha özelde çağdaş din felsefesinde güncel bir sorun olarak ele alınan dinî tekelcilik paradigması tüm perspektifleri ve tartışmaları ile irdelenmiş; Ebu Hanife örneğinde de söz konusu modelin verileri, kavramları, epistemolojik önermeleri ve söylemleri çerçevesinde bir çözümleme yapılmıştır.
Kullanıcı Yorumları