Kadınlar kural olarak daha fazla okuyor, daha fazla yazıyorlar. Mektup örneğin. Karısına sürekli hiçbir şey anlamadığını ve aptal biri olduğunu söyleyen koca, tüm resmi evrakların kadınlar tarafından doldurulduğu bilincindedir. Aynı kadın, kocasının uzak yerlerdeki akrabalarından doğum gününde aldığı hediye için bir şeyler yazarak teşekkür eder. Aynı kadın genellikle çocuklarına masallar anlatır. Ailelerde, babalardan çok annelerin “dinleyin!“ deyip, bir şeyler okuduğu dikkatimi çekiyor. Eski zamanlarda olduğu gibi okuma ve yazma sadece erkeklere öğretilmiş olsaydı; edebiyatın şimdiye kadar çoktan çlmüş olacağını düşünüyorum.
Okumanın rakipleri gerçekten vardır, ama kendilerini böyle adlandırmıyorlar ve göstermiyorlar. Oysa ben istemeden de olsa onlara deliller veriyorum. Okuyucuların üzerinde durduğumuz eksik gerçeklik olgusu, okumanın bir bağımlılık olmasına ve bağımlılık tehlikesi taşımasına bağlanabilir. Sorular ardı arkası kesilmeden gelmektedir, örneğin buyurun bunlardan birkaçı; intihar oranı okuyucular arasında daha yüksek mi, yoksa daha düşük müdür
Sıkı ve bağımlı okuyucuların tembelliğe mi, yoksa çalışkanlığa mı eğilimleri vardır
Okumanın Gayri Safi Milli Hasılaya faydası mı vardır, yoksa onu tehlikeye mi atar
Zenginlik ve gelişmeden başka bir şey düşünmeyen toplumun, okuyuculara ihtiyacı mı vardır Toplumun gerçekten de okuyuculara ihtiyacı var mıdır Bu ve buna benzer soruların cevaplandırılması ile pek ilgilenmiyorum. Okuyucular sorularla, hemen cevaba müracaat etmeden, baş edebilen, cevaplarda değil sorularda yaşayan insanlardır. çoğunluk için belki de bu yıkıcı bir anlam taşıyabilir.
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları