İmam Ali (a.s) şöyle buyurur: Bilin ki şu Kur'ân, öğüdünde aldatmayan, yol göstermede insanı azdırmayan, söyleyişte yalan söylemeyen bir öğütçüdür. Kur'ân'la oturup kalkan, doğrulukta artma, körlükte eksilme ile oturup kalkar. Bilin ki hiç kimseye Kur'ân'dan sonra bir ihtiyaç, bir yoksulluk gelip çatmaz; hiç kimseye ona uyduktan sonra bir zenginlik ulaşmaz. Dertlerinize ondan şifa dileyin; güçlüklerinize ondan yardım isteyin; çünkü o en büyük derde bile devadır ki o da küfürdür, nifaktır, azgınlıktır, sapıklıktır. Allah'tan Kur'ân'la dileğinizi dileyin; onunla Allah'a yönelin; onu vesile ederek halktan bir şey istemeyin; çünkü kullar Allah'a, ona benzer, onun değerine denk değerli başka bir şeyle yönelemezler.
Bilin ki o şefaatçidir, şefaati kabul edilir; öylesine bir söz söyleyendir ki sözü tasdik olunur; Kur'ân kıyamet gününde kime şefaat ederse şefaati kabul olur ve Kur'ân, kıyamet gününde kimin aleyhinde söz söylerse sözü makbul sayılır.
(Nehcü'l-Belâğa, Hutbe: 176)
(Tanıtım Bülteninden)
Kullanıcı Yorumları