çocukluğundan itibaren zamanının büyük kısmını ilim irfanla ve babasının yanında attarlık öğrenmekle geçiren ve bu mesleğe duyduğu büyük saygıyla eserlerinde Attar mahlasını kullanan Feridüddin Ebu Hâmid Muhammed bin İbrahim'in tasavvufa ve sûfilere olan sevgi ve ilgisi çok küçük yaşlarda başlamıştı. Ancak Attar ömrü boyunca ne sanıldığı gibi bir şeyhin müridi ne de o manada bir mutasavvıf oldu. O tasavvuf muhibbiydi, bu hayat tarzını sevmiş ve benimsemişti. Tarikatın edep ve erkanından çok, tasavvuf felsefesine ve sûfiyane yaşayışa tutkundu. Tasavvufun bahşettiği "hür olarak duyma ve düşünme, duyulanı ve düşünüleni serbestçe ifade etme" özelliğinden istifade ederek, bildiklerini, inandıklarını ve hissettiklerini rahat bir şekilde açık açık ifade ediyordu.
Attar'ın tek mensur eseri olan ve genel olarak tasavvufun bütün meselelerini ele alan Evliya Tezkireleri bir çeşit tasavvuf ve ahlaki bilgiler ansiklopedisidir. Attar eserine aldığı sufilerin hayatlarını anlatırken ister istemez tasavvufu da anlatmış, İslam tasavvufunun ve tasavvuf ahlakının hemen hemen bütün meselelerini açık bir şekilde ifade etmiştir. Bunu da daha çok menkıbeler aracılığıyla yapmıştır. Eser bu konuda yazılmış başka eserlerin her birinden daha zengindir. Attar'ın ırk ve inanç farkı gözetmeyen engin insan sevgisi, dinsel hoşgörüsü kitabın her satırına sinmiştir. Evliya Tezkireleri'nde şekillenen tasavvuf anlayışı Mevlâna ve ondan sonraki mutasavvıflarda gelişerek devam etmiştir.
Kullanıcı Yorumları