İkinci İntifada patlak verdiğinde Asil Asli on sekiz yaşındaydı. Celile'de Filistinli bir ana-babadan doğmuştu, sınıfının birincisi, fizikte birçok ödül kazanmış parlak ve örnek bir öğrenciydi. Asil, “yeşil hat“tın öteki tarafındaki Filistinli kardeşleriyle dayanışma amacıyla köylerinde gösteri yapan Arabe gençlerine katıldı. İsrail güvenlik kuvvetleri Asil'i, annesinin çığlıklarına hiç aldırış etmeden kovaladılar. Ellerindeki M-16 tüfekleriyle dövdüler, sonra da soğukkanlılıkla öldürdüler. Zeytinlikten çıkarken ebeveynlerine, “Şimdi gidip oğlunuzu alabilirsiniz“ dediler. Asil'in üzerindeki tişörtte bir zeytin dalı baskısı vardı ve üstünde de “Seeds of peace“ (barış tohumları) yazıyordu; her yıl gittiği tatil kampının sloganıydı bu. Kamp, Yahudi ve Arap gençleri arasında diyalog kurmayı amaçlayan bir Amerikan programının parçasıydı. Asil'in babası gazetecilere daha sonra şu açıklamayı yaptı: “Ben hâlâ Yahudilerle Arapların yanyana yaşayabileceğine inanıyorum.“
1993 Oslo Anlaşması'yla başlayan barış süreci Filistinlilerin bağımsızlığını destekleyeceğine, Yahudi yerleşimlerinin, çevre yollarının, toprak istimlâklerinin, ev yıkımlarının durmadan artmasına yol açtı ve Filistin topraklarının birbirinden kopmuş gettolar halinde alt bölümlere ayrılmasına neden oldu.
Filistinlilerin işgal edilmiş topraklarda hareket özgürlüğü engellendi, gündelik yaşam sarsıldı, aile bağları koptu; toplumsal bağlar, cemaat duygusu, örgütsel yapılar ve toprakla bütünlük dokusunu oluşturan her şey aşındı. Sonuç olarak her toplumsal sınıftan ve her kuşaktan Filistinli sokağa indi. Hiçbir genel karargâhın emirlerine uymuyorlardı. İntifada'nın hedefleri özgürlük, eşitlik ve bağımsızlıktı, ama bu onurlu amaca ulaşmak için başvurulan yöntemler her zaman doğru olmadı. Ortaya çıkan intihar eylemleri Filistin davasına zarar verdi. Hiç kuşkusuz en uygun ve en üretken mücadele biçimi şiddete başvurmayan direnişti. Zayıfların en iyi müttefiki olan uluslararası hukuk ve adalet intihar eylemleriyle sağlanamazdı. Neyse ki genç Filistinlilerin çoğunluğu tercihlerini hâlâ yaşamdan yana kullanıyor. Marwan Bishara Nasıra kökenli, Filistinli bir İsrail vatandaşıdır. Paris Amerikan üniversitesi'nde öğretim üyesi.
Kullanıcı Yorumları