Delacampagne, Filozof-Tiran, Filozof-Politikacı, Devrimci-Tiran ve iktidar ilişkileri çerçevesindeki bir yanılsamanın tarihini ve bugününü inceliyor. Filozof ve Tiran... Hangisi 'iyi' Hayatları boyunca dünyayı değiştirmek ya da iktidara ortak olmak için uğraşan filozoflar mı, yoksa dünyayı yönetebilmek için zora başvurmaktan hiçbir koşulda çekinmeye tiranlar mı Delacampagne'e göre “Tiran ve Filozof tarihi bir çifttir. Boşanmaya mahkum bir çift. Tiran 'pragmatiktir'. Tek amacı olan iktidarını korumak uğruna, her uzlaşmaya, her yalana, her ihanete hazırdır.
Filozof ise, Tiran'ın bu pragmatik dilini “gerçekliğin dilini“ anlayamaz. Ve kendilerini ölümsüz 'tarih'in yerine koyarak tarihi ve toplumu değiştirebileceklerine inanan filozoflar, aslında her zaman iktidarla ya da tiranla uzlaşmaya çalışırlar. Filozof dünyayı kurtarmaktan ya da dünyayı değiştirmekten söz ettiğinde iktidara seslenmektedir. Bilgiyi ve kavramları, 'iktidar'ın gerçek silahlarının hizmetine sunmaktadır. Bunun sayısız örneği vardır: Platon, İsokrates, Ksenophon ve diğerleri kadar olmasa da Aristoteles Helenli “Tiran“ figürüyle büyülenmişlerdi.
Hegel, atının üzerindeki İmparator Napolyon'u gördüğünde dünyanın ruhunu gördüğüne inanmıştı. Heidegger, huzuruna çıkamadığı Hitler'e danışman olmak için çok uğraşmış, ama becerememişti.
(Tanıtım Bülteninden)
Kullanıcı Yorumları