Cengiz Dağcı Abdulvahap Kara

Gamalı Haç İle Kızıl Yıldız Arasında Bir Yazar

ISBN
9789752553422
Yazar
Yayıncı
Kampta durum günden güne kötüleşiyordu. Esirlere bir hafta boyunca yiyecek hiçbir şey verilmedi. Her gün yüzden fazla esir açlık, susuzluk ve hastalıklardan ölüyordu. Bir sabah meydanın köşesindeki hoparlörden yemek verileceği ilan Yazının devamı...
10,00 TL
%
17
İndirimli
8,30 TL Kazancınız: 1,70TL
Satışta değil
Telefon Kodu : 430576
 

Ürün Özellikleri

Kampta durum günden güne kötüleşiyordu. Esirlere bir hafta boyunca yiyecek hiçbir şey verilmedi. Her gün yüzden fazla esir açlık, susuzluk ve hastalıklardan ölüyordu. Bir sabah meydanın köşesindeki hoparlörden yemek verileceği ilan edildi. Ayrıca yemek dağıtımı esnasında intizam bozulduğu takdirde ateş açılacağı da ikaz edildi. Kuyruğa giren esirler, sıraları geldikçe, mutfaktan verilen elli gram ekmek ve yarım litre çorbayı alıyordu. Çorbaları, konserve kutularına, kutuları olmayanlar ise şapkalanna doldurtuyorlardı. Çorbasını ve ekmeğini alan esirler, arkadaşlarına sırtını dönerek adeta bir günah işliyormuşçasına gizli gizli yiyorlardı.Biz Beraber Geçtik Bu Yolu romanından, konserve kutularının esirlerin en değerli eşyalann-dan biri olduğunu anlıyoruz. Esirler bin bir güçlükle temin ettikleri kutularını yanlarından hiçbir zaman ayırmıyorlardı. Bunun için konserve kutusuna açtıkları iki delikten geçirdikleri iple gündüzleri kemerlerine bağlıyorlar, gece ise başlarının altında korumaya alıyorlardı.Çorba, yeşil renkli bir sıvı, ekmek de taşlı, samanlı ve tuğla gibi sertti. Ama günlerce ağzına hiçbir şey koymamış olan Dağcıya bu ekmekler, o güne değin yedikleri ekmeklerin içindeki en lezzetlisi gibi geliyordu.Esirler bazen bir Alman askerinin attığı yanık sigara izmariti için kavga ediyorlardı. Bu durum bazı nöbetçi askerlerin eğlencesi haline gelmişti. Çünkü, esirler atılan sigarayı kapmak için vahşi hayvanlar gibi atılıyor, korkunç sesler ve iniltiler çıkararak birbirleriyle boğuşuyorlardı. Esirler böyle didişirken, nöbetçi askerler eğleniyorlar ve hatta bir kaçına sopa vurmaktan da geri durmuyorlardı.Kirovograd esir kampında geçen her ay bir asra bedeldi. Burada yenen bir lokma ekmek, o kadar değerliydi ki, neredeyse, dört başı mamur bayram sofrasına eşitti. Kamptaki eziyet ve sıkıntı onu o kadar sarsmıştı ki, hayata bakışını dramatik bir biçimde değiştirmişti. 0 artık kentlerin insanlar için inşa edildiğine inanmıyor, insanların da Tanrı tarafından yaratılmış oldu

Boyutlar

13x21

Kağıt Tipi

Standart

Kullanıcı Yorumları

Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
3D Güvenli Alış Veriş
Taksit Sayısı
Taksit tutarı
Genel Toplam
1
8,30   
8,30   
×
Kapat