Hak ve adaletten, menfaatimiz icabı uzaklaştığımız her vaka, vicdanımızda büyüyen yaraları artırmanın ötesine geçemez. Yıllar içinde süreklilik hali alan ve önüne geçilmez olan bu durum, yaklaşan felaketimizin yüreğimizde sızlayan habercisidir.
Bu nedenledir ki, her birimiz başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmeli, Hakka karşı açıkça belirginleşen bu başkaldırının neresinde duracağımızın, nasıl hareket edeceğimizin kararını net bir şekilde vermeliyiz.
Cenabı Allah'ın egemenlik nimetiyle ödüllendirdiği ve bu egemenliğin çok yakıştığı ve de özdeşleştiği Türk Milletinin fertleri olarak, asırlar boyu taviz vermediğimiz özelliğimizi ‘'boyunduruk altına girmemeyi'' sonraki nesillerimize aktarabilmemizin en temel şartı, Hakkın ve haklının tarafında olmamıza bağlıdır.
Masumların kanları, öksüz ve yetim kalan çocukların gözyaşları, yürekleri parçalayan feryatlarla, asırlardır yeryüzünde, semada ve tüm Kainatta ‘'LA İLAHE İLLALAH'' Tevhidi ile beraber yankılanmaktadır.
Vicdanımıza dönüp dikkat kesildiğimizde, duyabileceğimiz bu çağrıya kulak vermeli, bizlere emanet edilen bu toprakları kanlarıyla yoğuran, Şehit ve Gazilerimizin gösterdiği fedakarlıklara, sonuna kadar sahip çıkmalıyız...
Kullanıcı Yorumları