Sonbahar bitmek üzereydi. Hava günlük güneşlikti. Rüzgar hafif hafif esiyor, ağaçların sararmış yaprakları, kelebek kanatları gibi kıpır kııpr kıpırdıyordu. Bölük bölüktü serçeler. Kimileri çatılarda güneşleniyor, kimileri yuvalarına girip çıkıyordu. Kimileri de ağaç dallarına tutunmuştu. Kanat çırparak aralarındaki kuş dilince konuşuyorlardı. Gök Kuşağı Sitesi çocukları bahçede toplanmışlardı. Neşeliydiler. Oyun oynayanlar, şakalaşanlar, birbirine sataşanlar, kafa kafaya vermiş söyleşenler... Cıvıl cıvıldı ortalık.
Nilgün'le Feride bitişik ikiz gibiydiler. Kırgın ve dargın oldukları zamanlarda bile birbirlerinden ayrılmazlardı. Kovalamaca oynuyorlardı. Nilgün öndeydi. çevikti, koşucuydu. Onu yakalamak hiç de kolay değildi. Taylar gibi zıpladı, ayakları üstünde yaylandı, geriye döndü, Feride'ey nanik yaptı.
(Kitabın İçinden)
Kullanıcı Yorumları