Malumdur ki, Ashâb-ı Kiram, imanın en aşılmaz, en sarsılmaz kaleleri ve hayata en kuvvetli şekilde tatbikleridir. Ashâb-ı Kirâm'a muhabbeti düşmanlarına adaveti ve Onlar hakkında varid olan Ehl-i Sünnet itikadını kalplere yerleştirmek de her iman ehlinin başta gelen vazifesidir. Bu eser, "İslam'ın âdil ve cesur reisi Halife Hz. ömer"e ait menkıbelerden ibaret değildir. Şan ve şerefle dolu İslam Tarihi'nin sadece bir cüz'ü değildir... Hele bir roman hiç değil! Menkıbe, tarih ve roman unsurlarının en ideal nisbetlerde meczidir, karışımıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Allâhım! islâm'ı ömer ile yahud Ebû Cehil ile azîz kıl" diye dua etti. Allâhü Teâlâ duasını ömer hakkında kabul etti. Hazreti ömer'in İslâm'ı kabul etmesiyle Müslümanlar kırk kişi oldular. Müslümanlar Kâbe-i Muazzama'ya gidip orada ilk defa cemaatle namaz kıldılar. Onun Müslüman olması, adela bir fetih oldu. Hazreti ömer, Peygamber Efendimiz'i (s.a.v.) anasından babasından, çoluk çocuğundan ve hatta kendi nefsinden daha çok sevecek kadar imanı kâmil; Kendi oğluna had cezası tatbik edecek kadar âdil; Devesine, kölesiyle nöbetleşe binecek kadar mütevâzî; Yeni Müslüman olduğu ve Müslümanların sayıca çok az olduğu bir zamanda müşriklere meydan okuyacak kadar cesur; Şeytanları bile korkutup kaçıracak kadar şecaatli idi. Hazreti ömer, Hazıeli Ebû Bekir'den sonra on yıl Halifelik yaptı. Altmış üç yıl yaşadı. Ebû Lü'lü' adında Hıistiyan bir köle tarafından sabah namazında iken, her iki tarafı da keskin bir bıçak ile altı yerinden vurularak şehîd oldu. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) Ravzası içinde Hazreti Ebû Bekr'in yanına defnettiler. Allah onlardan razı olsun.
Kullanıcı Yorumları