Havra Sokağı'nda bulunan evin anahtarını sinagog restorasyonuyla uğraşan Moiz'den alan Serdar, yeni taşındığı evin asıl sahibinin gelecek kuşaklara bir sandık bıraktığını öğrenir. Evin ilk sahibi olan Yasef Usta, sandığın içine bıraktığı şiirlerle evin her bölmesine gizlediği mektuplarında Yunan ordusunun işgalini, Anadolu halkının çektiği zorlukları, âşık olduğu Müslüman kadını ve hayatın getirdiklerini okuyanlara anı olarak bırakmıştır.
Buradaki karakterler bu topraklarda hep varlardı veya hiç olmadılar. Uçsuz bucaksız bir âlemin içinde, yazılmış tarihin ufacık bir köşesinde cirit atıp durdular. Her birinin suretinde imbatın dinginliği, her birinin kişiliğinde farklı düşlerin rengi... Hangi dünyaya ait olurlarsa olsunlar; içimizden tanıdık birilerinin sesi, nefesi, bizlerin birer üyesi oldular. çoğu kez benden bağımsız olarak kendi hayatlarını kurdular; beni de o hayatın içine kattılar.
Dilerim sizler de onlarla beraber dolaştığınız sokaklarda, uğradığınız evlerde, şahit olduğunuz aşklarda benim görebildiklerimi görebilir, benim duyduklarımı işitebilir, hatta benden bir fazla olarak onların hiç bilinmeyen hikayelerine tanık olabilirsiniz...
Havra Sokağı'nda gezinirken anlattıklarıma eşlik eden önemi sonsuz kişilere izninizle ufak bir sözüm olacak; İnsan yüreğinin ırk, din, dil ayrımına sapmadan, hiçbir engel tanımadan, benzersiz nitelikte olduğunu herkesin hatırlaması dileğiyle...
Selin Süar Oral
Kullanıcı Yorumları