Abdülhakim Arvasi Hazretlerini ve Hüseyin Hilmi Işık Hazretlerini Eyüp Sultan'da buluşturan çileli yolculuğun romanı.
1929 yılı, Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi...
İmanına saldırılan dünyada yalnız kalmıştı. Halıcıoğlu Askeri Lisesi'ne geldikten sonra mekteplerden din dersleri kaldırılmış, büyük bildiği, saygı gösterdiği hocaları İslâmiyete, imanına, sevdiklerine saldırır hale gelmişti.
Son zamanlarda iman ile küfür arasında bocalıyordu.
Hıçkırarak ağlamaya başladı. Eyüp Sultan Hazretlerini türbesine bakarak gözyaşları içinde dua etti, yalvardı, “. İslâm bilgilerini öğrenmek, sevgine kavuşmak istiyorum. Beni din düşmanlarına aldanmaktan koru!“ diye...
Bu öyle bir yalvarıştı ki... “İsteyeni kavuştururum“ buyuran Allahü teala, mürşid-i kâmillerin önde gelenlerinden Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerini nice zorlu hicretten sonra O'na hoca eyledi.
Kavuştuğu bu nimete şükredebilmek gayesiyle... Bir saniyesinin boşa gitmemesi için gayret etti.
.“Fitne yayıldığı zamân, hakikati, doğruyu bilen bir kimse başkalarına bildirsin.İmkanı olduğu halde bildirmezse Allahü Teâlânın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun.“ hadis-i şerifinde bildirilen lanete uğramamak için olağan üstü gayret gösterdi.
Peygamber Efendimizin ve eshabının yolu olan ehl-i sünnetin, ebedi saadet yolunun öğrenilmesi, hakiki imana kavuşulma için çalıştı... Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından alarak, tercüme ederek, tıpkı basımını yaparak altmış Arabi, yirmi beş Farisi ve on dört Türkçe kitabı hazırladı. Bunların bütün dünyaya yayılmalarını sağladı.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül 28 Şubat ve 11 Eylüllere rağmen bu mübarek hizmeti kesintisiz yürüttü, bayrağı kendisinden sonra gelenlere devretti.
(Tanıtım Bülteninden)
Kullanıcı Yorumları