Mesneviler, Klasik Türk edebiyatına mensup sanatkarlarımızın en sevdikleri nazım şekillerindendir. Edebiyatımızın tarihi seyri içerisinde gazavat-namelerden tasavvufi eserlere, nasihat-namelerden aşk hikayelerine varana kadar birçok konu mesnevi tarzında işlenmiş ve bu nazım şekline olan ilgi, geçen her yüzyılda artarak devam etmiştir. Türk mesnevi edebiyatında 16. yüzyıl mesnevilerinin özel ve önemli bir yeri vardır. Bu özellik, bu yüzyılla birlikte Türk Divanı şairinin iki üç asırdır izlediği İranlı modellerinden sıyrılıp kendi orijinal mahsullerinden ikili aşk hikayelerine eğiliminin artmasından ileri gelmektedir.
Yirmi yaşını henüz tamamlamış genç bir şair olan Yenipazarlı Vali'de geleneğe uyarak İran şairlerinden Fettahi-i Nişaburi'nin eserine “Türki libas“ giydirmiştir. Eser, edebiyatımızdaki örnekleri çok da fazla olmayan temsili (alegorik) bir aşk hikayedir. Kahramanlarını insan vücudunun muhtelif organları ve hassalarının oluşturduğu Vali'nin eserinin kayda değer bir tarafı da klasik bir mesnevide bulunabilecek bütün bölümleri, aşk konulu mesnevilerde müştereken görülen bütün olayları ve motifleri ihtiva etmesi, bu tarafıyla benzeri ender görülen eserlerden biridir.
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları