Ürün Özellikleri
Bu kitabı hayatın dehasının zarif karmaşık doğası hakkında yüksek bir anlayış kazanmak isteyen herkese şiddetle tavsiye ederim. Canlıların “idraksal“ kapasiteleri üzerine eserler ile ilgili son derece yararlı bir giriş sunmaktadır. Biyobilimlerde beliren soruları derinlemesine tarayarak, Vertosick'in anlayışını geniş bir bilimsel araştırma ve medikal bilgi ile birleştirmektedir. Nobel ödüllü konferansında, Barbara McClintock bir hücrenin kendi hakkında nasıl bilgisi olabileceğini ve meydan okunduğunda bu bilgiyi nasıl “düşünceli“ bir halde kullandığına işaret etti. Frank Vertosick'in sürükleyici kitabı bunun nasıl gerçekleştiğine dair bazı örnekler vermektedir.
R.C.PATON, okutman
Bilgisayar mühendisliği bölümü, Liverpool Üniversitesi
Uzun yıllar önce boz ayıların arasında yaşayan bir adamla ilgili basit bir kısa film gördüğümü hatırlıyorum. Kapanış jeneriğinde şu uyarı göründü: “Bu filmin yapımında hiçbir hayvan zarar görmemiştir.“. Bu, büyük tırnaklı ayıların som balığını bir akıntıdan kapmalarını ve canlı canlı yemelerini sık sık gösteren bu filmde biraz tuhaf bir iddia gibi görünmekteydi. Açıkçası, yazarlar balıkları “hayvanlar“ olarak düşünmüyorlardı, en azından hayvan olmayanların herhangi bir etik düşünceyi hak ettiğini düşünmüyorlardı.
Bu durum şaşırtıcı değildir. Bizler “hayat“a saygıyı talep ederken, saygı duyduğumuz aslında hayat değildir. Biz “zekâ“ya saygı duymaktayız. Etik sistemlerimiz yalnızca zekâ üzerine kurulmuştur, bir yaratığa verdiğimiz manevi değer sadece kendi zekâsından ileri gelmektedir. Ayılar zekidir ve balıklar sersemdir, bu yüzden bir ayının iyi durumda olması bir balığın iyi durumda olmasından daha önce gelir. Bir kişi, bir kedi yavrusunu yaktığı için hapse atılabilir ama genç eşek arılarının tüm yuvasını ateşe verdiği için iyi bir para bile kazanabilir. Böcekler ve diğer güya embesil dört ayaklılar biraz da olsa merhametimizi toplarlar, -bitkiler, bakteriler ve virüsler- manevi paradigmamıza bile girmezler.
Beyin gücünü etik değerlerle eşit görerek kendi kendimizi en tepeye yerleştirmekteyiz ya da buna inanmaktayız. İronik olarak, zekânın kabul edilmiş bir tanımının ve pek kolay bir ölçümünün olmamasına rağmen bizler geçmişteki ya da gelecekteki herhangi diğer bir hayat formundan daha zeki olduğumuza inanmaktayız. Ama ya eğer yanılıyorsak Ya diğer yaratıkların karşılaştırılabilir ve her ne kadar farklı da olsa, zekâları olduğunu keşfedersek Bu durum bizim dini ve etik yapılarımızı temelden sarsacaktır. Nihayet, elbette böyle bir önerme absürddür. Bizim kadar zeki bakteriler mi Düşünen karıncalar mı Ancak bu kitap “absürd“ kavramını düşünmeye cüret edecektir ki hayatın en düşük formları bile gayet geniş bir öğrenme, hesaplama ve en karışık problemleri çözme kapasitesine sahiptir. Ben canlı makinelerin mantık yolunu inceleyerek hiçbir “zeki olmayan“ hayatın var olamayacağını göstereceğim. Enzimden ekosisteme, bakteriden yağmur ormanlarına, tüm canlılar düşünüyor olmalıdır ve iyi düşünüyor olmalıdır; yoksa öleceklerdir.
Bu kitap bazı zor başlıkları araştıracaktır; ama yine de genel okuyucu için yazılmıştır. Biyolojik düşünce işleminin sırlarına doğru derin araştırmalara girecek olsam da sadece bilgisayar ustaları ya da beyin düşkünleri için yazmıyorum. Bu çalışma yaşadığımız dünyada kendi yerimizi anlamakla ilgilenen herkes için ve aynı şekilde hayatın kendisiyle ilgilenenler için tasarlanmıştır.
İki bin yıl önce, stoacı filozof Epiktetos şöyle yazmıştı: “Kapılarınızı kapatıp içeriyi kararttığınızda, yalnız olmadığınız için asla yalnızım demeyin; Tanrı ve dehanız içinizdedir.“ Epiktetos Tanrı'yı “içinizdeki deha“ ile denk görmektedir ve bence haklıdır. Zekâ, canlıları cansızlardan ayıran İlahi kıvılcımdır, basit ya da karmaşık, büyük ya da küçük, tüm organizmaların içinde yanan közdür.
Bu kitap, doğaya ve zekânın anlamına dair yirmi yıllık kişisel keşiflerin vardığı son noktayı temsil etmektedir. Ben bir cerrahım. Ne bilgisayar bilmi ne de hesaplama modelleri konusunda bir uzmanım ve bu nedenle bunları sadece teorik olarak değil, ilk elden canlı sistemlerle ilgilenme durumunda olan birinin perspektifinden yazdım. Konu, hayatın ve zekânın gerçek doğasını anlamaya geldiğinde şu ana dek hiçbir uzmanın olmadığını sadece benim gibi hevesli amatörlerin bulunduğunu belirtebilirim. Bu yüzden, her şeyi doğru anlamış olmayabilirim ama en azından eğlendirici olmaya çalıştım.
Eğlenin. Ve düşünün.
Frank T. Vertosick, Jr.
(Tanıtım Yazısından)
Kullanıcı Yorumları