1939'dan 2011'e kadar ki Türk siyaseti, siyasî olmaya layık olmayan lanetlenmesi gereken bir iktidarlar serüvenidir. Bu süreçte serüvenin Türkiye'yi taşıdığı son nokta, II. Sevr'in eseridir. Bu bir karamsarlık tablosu değildir. çünkü Osmanlı Devleti'ni 1815 Viyana Kongresi'nden I. Sevr'e getiren süreçteki Batı siyaseti ve bu siyasetin içindeki ekonomik ve kültürel bütün unsurlar, göstergeleri ve yöntemleri faklılaşmış olmakla beraber bugün yürürlüktedir. Bunun böyle olduğunu görebilmek hiç de zor değildir. Sadece sözkonusu Viyana Kongresi'nden I. Sevr'e Osmanlının Batı ile yaptığı antlaşmaların 1939'dan sonra Türkiye'nin Batı ile yaptığı antlaşmalar veya sözleşmeler ile bu çerçevede uygulanan reel politikaların bir karşılaştırmasını yapmak bile yeterlidir. "İkinci Sevr'e Doğru Bütün Yollar İstanbul'a" kitabı bunu yaparak, Atatürk ve Türk halkının Kurtuluş Savaşı ile Batının oyununu bozmasın, 1939 ve sonrası tarih bilincinden ve zihniyetinden yoksun görünen siyasilerimizin nasıl ters yüz ederek, tarihi I. Sevr'e doğru geri çevirdiklerini anlatıyor.
Kullanıcı Yorumları