Duygulu, enteresan bir hırsız. çaldığı bir çanta içinde ilginç bir giz taşıyan bir mektup bulur. Gayrimeşru bir çocuğun varlığı üzerine bir devlet adamının, bir başbakanın yasal sorumluluklarından kaçışı, dahası çirkin buyruğu yazılıdır. Yaşayıp yaşamadığını bilmediği bu çocukla kendi arasında özdeşlik kuran duyarlı hırsız, yıllardır tanımadığı babasına duyduğu kinle, devletin yüksek katındaki bu kişiden öç almaya, onu üzmeye, ona ahlak dersi vermeye yeltenir. Bu eyleminde, güçlü bir gazetecinin de desteğini, yardımını sağlar. Ama çoğu kez başına buyruk, sakınımsız davranışları, duygulu hırsızı karanlık bir sona doğru hızla sürüklemektedir. Ateşle oynamakta olduğunun ayrımında değildir. Yırtıcı bir hayvanla değil oynamak, şakalaşılamayacağını bile bilmek gerekirken o, İktidardakiler'i cezalandırmaya kalkmıştır. Ama bunun bedeli yüksektir! Bedeli ödeyecek, yalnızca onlara savaş açan sevimli hırsızla gazeteci midir Fare kükremekle mi kalmıştır Yıllarca kısır bir kadınla harcanan bir evlilik... Gözü dışarıda başbakan çocuğu ile karşılaşınca neler duymuştur. Onu tanıdıktan sonra nelerin uğruna, nasıl bir özveride bulunduğunu anlamış mıdır Onu bir daha görebilecek midir örtbas esilen olası bir skandaldan kurtarılanların yaşamlarına acı katabilmiş midir Murat Aykaç Erginöz yapıtında bunun gibi birçok sorunun yanıtını bulurken İktidardakiler ile bedelini ödemeden şakalaşılamayacağını da göstermektedir. -Doğan Hızlan- Murat Aykaç Erginöz'ün romanlarını okurken, en önemlisi de bir solukta okunması, başlamayla bitirmenin bir oluşudur. Sinemasal bir akış okuru sürükleyip götürüyor.... Bu son romanı da yine, ötekiler gibi, sürükleyici ve sinemasal bir tempoda bir solukta okunan bir roman... Bu da Erginöz'ün roman tekniğine getirmek istediği bir üslup oluşturuyor. -Melih Cevdet Anday-
Kullanıcı Yorumları