Engellilik hayatın gerçek olgularından biridir. Yapılan bilimsel araştırmalar, engelliliğin bir kısmının insanı aşan nedenlerden, önemli bir kısmının da insan kusurlarından ve zamanında yeterli önlem almamaktan kaynaklandığını göstermektedir. Toplumumuzda genelde her iki engellilik kadere bağlanmaktadır. Elbette bazı engellilik durumları doğrudan Allah'ın takdiri iledir. Böyle bir durumda engelli ve ailesinin farklı bir imtihanla karşı karşıya olduğunu kabullenip tam bir tevekkül ile Allah'a sığınması gerekir. Fakat insanî kusurlardan kaynaklanan engelliliğin doğrudan kadere bağlanması doğru değildir. Tedbir konusunda azami gayret gösteren toplumlarla yeterli gayreti göstermeyen toplumlardaki engelli oranları açıkça bunu göstermektedir.
Tarih boyunca bazı kesimler yapısal engellilik vb. musibetleri örnek göstererek ateizmi savunmuşlardır. Onlara göre dünyanın kusur, kötülük ve ıstıraplarla dolu oluşu, onun sonsuz ilim, hikmet, inayet ve iyilik sahibi bir Yaratıcı'nın eseri olmadığına delildir. Evet, kötülüğün Mü'minler için bir problem olduğu doğrudur. Buna rağmen bu problem, ne ilahî dinlerin geçersizliğini göstermek, ne de ateizmi haklı kılacak güçtedir. Kötülüğün varlığına rağmen insanlık, iyiye doğru ilerleyebilmiş, içinde yaşanabilir bir uygarlık düzeyine ulaşabilmiştir.
Engellilik sadece engelli ve ailesinin problemi değil; bütün insanlığın problemidir. Bu bakımdan elinizdeki kitapta önlem almayı zayıflatan ya da geciktiren yanlış kader anlayışları ile dünya hayatı sanki imtihan yeri değilmiş gibi kısmi olarak karşılaşılan engel, kusur ve kötülüklerden hareketle ateizmi savunanların tutarsızlıkları anlatılmaktadır. Ayrıca engellik vb. musibetlerin var oluş hikmetleri açıklanmaktadır.
Kullanıcı Yorumları