'Rönesans İnsanı', basmakalıp bir deyim haline geldi. Yine de geçmişte bu tanıma uyan biri yaşadıysa, bu Leonardo da Vinci'den başkası olamaz. Kitabı sadece seçkin bir azınlığın gördüğü bir çağda doğdu ama insan bilgisinin o dönemde içinden çıkılamaz çoğu alanı hakkında akıl yürüttü. Kavradığı kadarıyla dünyaya ilişkin yorumu mantıklı ve tutarlıydı. Onun günümüzdeki şöhreti, herhalde sayısız yetenek ve uğraşından çok, sanat eserleri yüzündendir. Louvre Müzesi'ndeki “Mona Lisa“ her yıl hala yüz binlerce ziyaretçiyi kendine boşuna çekmiyor ve çizimleri ile diğer resimleri de bu eseri kadar ünü hak etmiştir. Ancak çizdikleri yakından incelendiğinde, bunlar ansızın Leonardo'nun başka bir yönünü birbirlerinden ayrı tutulduğu bir çağda çoğu kez görmezden gelinen yönüdür. Michael White, zekice yazdığı bu biyografide, araştırmalarının kapsamı ve bilginin sınırlarını zorlama arzusu nedeniyle, Leonardo'nun, 'İlk Bilgin'in ta kendisi olduğunu ileri sürüyor.
Leonardo'nun -çocukluğunun yoksunlukları, eşcinselliği, Machiavelli'den Cesare Borgia'ya kadar çağdaşlarıyla olan ilişkileri gibi- renkli özel yaşamıyla, bilimsel araştırma tarihinin ilk örneklerini harmanlayan Michael White, bu şaşırtıcı insanın yeniden değerlendirilmesine yönelik baştan çıkarıcı iddialar ortaya atıyor. Bu kitap, hiç kuşkusuz, sanat ve bilimin birleştirilmesine ilişkin akıl çelen bir çalışma...
Kullanıcı Yorumları