İnanma, insanın fıtratında var olan bir duygudur. İnsanoğlu hayat sahnesine çıktığı günden beri duyu organları ile idrak edemediği, objektif verilere dayanarak da inkâr edemediği konuları kabullenmeye, bunun sonucu olarak fizik ötesi varlıkların bulunduğuna iman etmeye yönelmiş, diğer deliller yanında fıtratındaki duyguya da dayanarak yüce ve üstün bir varlığın mevcut olduğuna inanmıştır.
İnsanoğlunun zarurî yaşama tarzı olan toplum hayatının karşılıklı güven, hak, sorumluluk, fedakârlık, adalet gibi ahlâkî ve içtimaî esaslar üzerine oturtulması gerekmektedir. Bunları gerçekleştirecek olan toplumsal kurumların teşekkül etmesinde, insanların temel değerlerinin, fizik ve metafizik âlemleri yorumlarken dayandıkları ana esasların etkisi ve önemi büyüktür. İnanç değerleri insanın hayata bakışında, fizik ve metafiziği yorumlayışında anahtar vazifesi gören esaslardır.
Kullanıcı Yorumları