İslam tarihini etüd eden, ıslah ve tecdit faaliyetinde ne bir gedik, ne bir boşluk görebilir, ne de sapkın akıma karşı duran, kuşatıcı yozlaşmayla mücadele eden, hakkın sedasını gürleştiren, zalim güce meydan okuyan, fitne unsurlarına karşı dikilen ve düşüncede yeni pencereler açan kutlu kimselerden yoksun tek bir zaman dilimine rastlayabilir.
Islah ve tecdit kuşkusuz ki önce ilkeler, değerler, düşünceler ve tasavvurlar bazında gerçekleşmeli; zira batıl düşünce ve tasavvurlardan ancak kendi türünden ameller türer. Akıllar ve kalpler ıslah olunmadıkça, düşünceler ve kavramlar tashih edilmedikçe amelleri düzeltmek, yaşam pratiğini ıslah etmek, toplumu kötülüklerden ve yozlaşmalardan temizleyip olumsuzluklardan soyutlamak, zulme ve fitneye teslim olmaktan kurtarmak olanaksızdır.
Bu araştırmada amacımız, İslam aleminin geçtiği en çetin dönemlerde tasavvufta ıslah ve tecdit etkinliğinde bulunmak suretiyle ilmiyle amel eden rabbani mürşidler, hikmetle hareket eden davacılar, insaf ve adalet sahibi yöneticiler, cesur ve basiretli komutanlar yetiştirip bunlardan meydana gelen yeni bir nesil inşa etmiş olan bazı büyük sufilerin başarılı tecrübelerine ışık tutmaktır.
Kullanıcı Yorumları