Türk Milleti 5 bin yıllık tarihinde, çok sayıda devlet ve imparatorluk kurmuş fakat bu imparatorlukların savaşarak değil iç karışıklıklarla yıkılmasına hep seyirci kalmıştır. Türk Milleti Orta Asya'dan Küçük Asya'ya her zaman her tür psikolojik savaş tekniklerine ve onun silahı olan propagandaya maruz kalmıştır. çin'in bilge generali Sun–Tzu, 2500 yıl önce ismine ‘Psikolojik Harp' ya da ‘Propaganda' demese de bir kitap yazmış ve bazı önerilerde bulunmuştur. Bu önerilerden bazıları şunlar: “Hasım ülkelerde iyi olan şeyleri gözden düşürünüz. Hasım ülkelerin hakanlarının başarılarını küçük göstererek şöhretlerine gölge düşürünüz ve zamanı geldiğinde de kendi halkının onları hor görmesini sağlayınız.
Adi ve aşağılık kişilerin işbirliğinden yararlanınız. Düşman halkın kendi aralarında olan uyuşmazlık ve kavgalarını yayınız. Hasmınızın geleneklerini gülünç hale getiriniz.”
Kullanılan yöntemlere bakıldığında yüzyıllardan beri milletimize yönelik uygulanan psikolojik savaş taktiklerinin hiç değişmeden devam ettiğini görebilirsiniz.Yıllardır, binlerce vatandaşımızı; sağ–sol, Sünni–Alevi, laik–anti-laik, Türk–Kürt gibi anlamsız ayrımlarla heba ettik. Biz doğuştan beraberdik, neyi paylaşamadık Şeytan ayrıntıda gizlidir. çok basit gibi gözüken ya da gözden kaçan şeyler zamanla karşımıza büyük sorun olarak çıkabilmektedir. Unutulmamalıdır ki, görünüşte çok masum olarak algılanan, insancıl gerekçelerle hareket edildiği zannedilen birçok faaliyet gerçekte, farklı sonuçlar doğurabilmek için ortaya konulmaktadır. Küresel arenada satranç oynayan aktörler, tarih boyunca güçlü imparatorluklar kurmuş Türk milletinin kendi başına düşünme, hareket etme ve güçlenmesine fırsat vermeyecektir.
Eğer olumsuz propagandaların esiri olmak istemiyorsak daha sağduyulu, daha bilinçli olmamız şarttır. İşte okumaya başladığınız psikolojik harbi örneklerle anlatan bu kitap, Türkiye'de bu alana yıllarını vermiş, Genelkurmay Psikolojik Harp Dairesi'ni kurmuş, hayatını, vatan ve millete adamış bir kahramanın, teoriden daha ziyade her kesimin kolaylıkla anlayabileceği, okunmaya başlandığında elinden bırakamayacağı, tamamen gerçek yaşanmışlıkları aktardığı, misyonu uyarmak, uyandırmak olan bir eserdir. Oğuz Kalelioğlu yalnızca bir subay değildir. Benim için O, değerli bir dost, yılmaz bir vatan sevdalısı, gerçek bir Atatürkçü ve aynı zamanda öğretme aşkıyla yanıp tutuşan bir öğretmendir. Yıllarca okuyarak öğrendiğim; algı yönetimi, halkla ilişkiler, proaktif yaklaşım, propaganda ve stratejik iletişim gibi bir çok konuyu onun anlattıklarıyla pekiştirebildim. Psikolojik Harp ile ilgili Türkiye'de çok az insan onun kadar bilgi ve tecrübeye sahiptir.
Olaylara bakış açısı, iradesi, inanılmaz zekası ve hafızası ile beni her zaman etkilemiş olan dostum Oğuz Kalelioğlu'na yıllarca psikolojik harp ve propaganda konusunda kitap yazması tavsiyesinde bulundum. Bana “Kitabı yazmaya başladım” dediğindeki heyecanımı unutamam. çünkü okuyacağımız, eser bir kitaptan çok daha fazlasını ifade etmektedir. çünkü bu kitapta gerçek yaşanmışlıklar, onlarca yıllık emek, alınteri, tecrübe, vatan sevgisi ve bilgi olacaktı. Nitekim öyle de oldu. “İşte Gerçek Psikolojik Harp ve Kumpasların İçyüzü” isimli bu kitabı tüm alan uzmanları, uluslararası ilişkiler, sosyoloji ve özellikle iletişim öğrencilerine okumaları için tavsiye ederim.
Kullanıcı Yorumları