İzmir'i kim yazıyor diye sorarsak, hemen ekmeğini gazetecilikten çıkaran Yaşar Aksoy gelir. 5000 yıllık kentin adım atılmamış kaldırımlarını, hiç el değmemiş evrakı-ı metrukeleri'ni uzun yıllar boyunca arşınlayan Yaşar Aksoy, halkın içinde, halkla beraber araştırma yapan, halk için yazan kendine özgü bir çelebi'dir. Semtler, sokaklar, evler, tapınaklar, anıtlar, insanlar, evliyalar, kahramanlar, mesihler, azizler, eşyalar, pullar, kartpostallar, gravürler, kitaplar ve kabristanlar, hatta mezar taşları onun dünyasını oluşturur. Resmi suratlı “yazılı tarih“ten yana değildir. Güleryüzlü “sözlü tarih“e, püslü “folklorik tarih“e, şen şakrak “melodisel tarih“e bayılır. Karşıyaka'yı, Namazgah'ı, Kemeraltı'nı, Frenk mahallesini, Karantina'dan Güzelyalı'ya kadar tüm sahili, Asansör'ü, Karataş'ı, Buca'yı, Bornova'yı, çok sevgili Alsancak'ı, çeşme'yi ve tüm ilçeleri hep bu inançla yazmıştır. O, önünde hiç ayak izi bulunmayan ve arkasından hiç ayak sesi gelmeyen bir “keşşaf“ olarak, İzmir'in dehlizlerinde ömrünün sonuna kadar kandil taşıyacaklar.
Yaşar Aksoy'un “İzmir'i Sevme Sanatı“ isimli çalışmasını kitap haline getiren İleri Kitabevi, kent kültürüne yaptığı hizmetten dolayı sevinçlidir. İzmirliler, aydınlar ve özellikle öğrenciler “İzmir'i Sevme Sanatı“ndan bir başvuru kitabı olarak faydalanacaktır.
Kullanıcı Yorumları