Bir gün Furuğ, “ne zaman evleneceğiz” diye sordu. Ona: “Evlenirsek, artık senin yerine su, elektrik ve telefon faturalarını, gecikmiş banka taksitlerini, klima, soba ve şofben tamirini, ev kirasını, ev kira¬sını, ev kirasını, ikinci ve hatta üçüncü bir işi, sabahın köründen gece yarısına kadar bir lokma ekmek peşinde koşma¬yı, açlık, boş cepler, yorgunluk ve bık¬kınlıkla tekrar tekrar ölümü düşünmem gerekecek. Sen de aşk yerine, yemek pişirme, dikiş, süpürme, yıkama, alış¬veriş, konuk ağırlama, çocuk büyütme, çamaşır makinesi, elektrik süpürgesi, ütü, derin dondurucu, derin dondurucu ve derin dondurucuyla uğraşmalısın. Her ikimiz de şaşkına döneriz. Şimdi¬kinden daha fazla yan yana olur ama birbirimizi şu an olduğundan daha az görürüz. Göremeyiz de. Birbirimizle konuşmak için fırsat bulamayız. Hayat akıntısında çırpınıp dururuz, boğulur ve birbirimize acımaktan başka elimizden bir şey gelmez. Aşkı unuturuz ve onun yerini boğaz tokluğu alır.
Kullanıcı Yorumları