Atlantis... Hiçbir ad, geçen binlerce yıla rağmen milyonlarca insanda bu kadar çağrışım yapamadı. O, kimliğini bir uzay mekiğine bile ödünç vermiş, önemli filmlere ve televizyon programlarına konu olmuş büyük Atlantis...
Sulara gömülmüş bu ülke hakkında şimdiye dek pek çok şey konuşuldu, yazıldı. Bu kadar büyük bir üne rağmen, ne yazık ki, onunla ilgili aydınlığa kavuşmayan çok şey var hâlâ. Birçok insan tarafından, okyanusta büyük bir krallık olduğu bilinen Atlantis'in, uzun yıllar boyu yerkürenin büyük bölümüne egemen olduğu, doğal bir afet sonucu denizin altında kaldığı ve afetin ardından da hayatta kalanların gezegenin çeşitli yerlerine kaçtığı tahmin ediliyor. Birçok Atlantis bilimi uzmanı, başlangıçta bu uygarlığın, en az on iki bin yıl önce “Atlantis“ kıtasında doğduğuna ve büyük bir tufanla M.ö. 9500'de yıkıldığına inanıyor. Bununla beraber, bu kitap hem kuşkucuları, hem de gerçekten inananları, geride kalmış olma tehlikesiyle yüz yüze getiriyor.
Bu kitap, yazarın daha önceki araştırmasının, Atlantis'in Yok Oluşu''nun (The Destruction of Atlantis) yeniden bir tartışması değil; aynı konuda tümüyle yeni bir malzemenin ortaya
çıkarılmasıdır.
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları