... Düşkırıklıkları, başarısızlıklar, kırgınlıklar ve mutsuzluklarla dolu bir hayat süren, ortayaş eşiğini çoktan geçmiş çiftimiz, George ile Martha'nın evine, kendi hayat yalanlarıyla yüzleşme konusunda onlar kadar cesur, yıkıcı ve zeki davranamayan genç bir çift gelir. Gecenin bir yarısı. Geçmiş muhasebeleri, birbirlerine zekice takılmaktan tam anlamıyla onurlarıyla oynamaya kadar varan söz düelloları, sahte ve samimi itiraflar, şişelerce içki ve peşpeşe oynanan canyakıcı oyunlarla geçen katastrofik bir gecenin ardından ardına sığınılacak hiçbir yalan, hayal ve kuruntunun kalmadığı, herkesin tüm yaralanabilirlikleriyle çırılçıplak kalakaldığı bir sabaha çıkılır. Oynanacak oyun kalmamıştır, oyun biter.
Ana teması yanılsamaların deşifre edilmesi ve gerçeğin arıtıcılığı olarak özetlenebilecek olan Kim Korkar Virginia Woolf'tan, 1962'de ilk sahnelendiğinde etrafında kıyametler kopartılmış, oyun ve ondan uyarlanan film birçok yerde sansürlenmiş, hatta yasaklanmıştı. Amerikan muhafazakarlarının gözünde neredeyse pornografi gibi görünmesine yol açan şey, kişileri sık sık kullanmaktan kaçınmadığı argo değil, oyunda Amerikan ahlakçılığının yediği ağır darbeydi olsa olsa. Uzlaşmaların ve temelinde bir sürü yalan olan sözde huzurun dünyasına şiddetle saldırılıyor ve delik deşik ediliyordu.
Böyle bir oyuna bugün daha da fazla ihtiyacımız yok mu sizce
Kullanıcı Yorumları