Köşe yazılarıyla, kitaplarıyla, televizyon konuşmalarıyla, kürsü performanslarıyla “aşmış insan“ şovları yapanların yıpratma alanında yaşıyoruz. Onlar her şeyi aşmışlardır; ateşi, öfkeyi, küfürü... Şov öylesini gerektirirse, -amatörlüğü de aşmışlar ya- en klas biçimde öfkeli, ateşli insan görüntüsü de çizebilirler tabii. Böylece, “aşmış“ olmanın aşama yaptırıcı gücünü daha bir derinden hissederler. Lakin, ortak bir insanlık kaderi ya da ortak bir ülke kaderi olarak bakıldığında, tarih, o tür aşamalarla haysiyet, omurga sahibi olma, gelişme, paylaşma vb. şeyler arasındaki ters etkileşimi anlatır. Tarihi de “aşmış insanlar“dan okumuyor, dinlemiyorsanız tabii...
O zaman tarih öfkelendirir, “ateş yapar“ ki, öfkenin ve ateşin böylesinde doğallık vardır, haysiyet vardır, “ne mutlu henüz aşamamış olanlara“nın gizli huzuru vardır... Köpekleşmenin Tarihi'nde derlenen Nihat Genç yazılarının sert iklimi, geniş tarih perspektifi, derinliği de işte bu doğallıkla, haysiyetle, gizli huzurla açıklanabilir belki. “...bin yılın doymak bilmeyen beleşçe yaşanmış o şevki, haksızca yaşanmış o saadet“, günümüzün henüz aşamamış olanlarına “daha alçak bir bataklık olabilir mi“ diye sorduruyorsa... Köpekleşmenin Tarihi çok “uygun“ bir kitap adı; Nihat Genç de, aşamamışlığı gibi, çok “uygunsuz“ bir yazar ki... Bugünü de kapsayan tarih, asıl böylelerinden okunmalı, dinlenmeli...
Kullanıcı Yorumları