Göründüğü gibi Kürt topluluklarının çoğu aşiretlerinin, Hindistan kökenli olmaları, hem Boy adlarıyle hem giysileriyle hem Biyotipoloji biçimleriyle, hem de yaşam tarzlarıyle büyük oranda tespit edilmektedir. Bu konunun, derinliğine incelenmesi amacıyla bilimsel grup halinde Hindistan Haritasında gösterilen bölgelere yönelik geniş bilimsel alan çalışması yapılmalıdır. Oryantalistler; özelikle Britanya'ya bağlı tarihçiler, asırlarca Hindistan'da bulunmalarına rağmen, birçok Kürt kökenli aşiretlerin, Hindistan menşeli olduğunu bilmelerine ve onların son sevkiyatlarında büyük rol üstlenmelerine rağmen, bu konuyu daima gizli tutmaya çalışmışlardır. Kürt denen toplulukları, bölgenin asıl unsurlarından biri olarak mevcut devletlere dayatarak; İran, Türkiye, Irak ve Suriye'de, etnik yapılı büyük çatışmalara teorik zemin hazırlamışlardır. Zamanımızda "Kürt Sorunu" adı verilen konunun teorik kökeni, bu kasıtlı yalan ve uyduruk tarih anlayışından kaynaklanıyor. Kürt aydınları, birçok oryantalistin söyledikleri uyduruk tarihlere inanarak, asırlarca kardeşcesine yaşadıkları milletlere, nefret kusmaya başladılar. Bu nefret kusmaların sonucuysa dökülen ve akıtılan kardeş kanıdır. Burada, Kürtlerin (büyük çoğunlukta), Lorların (kısmen), Gilek ve Mazeni denen toplulukların (belirli bir kısmı) ve Fars dillilerin (ortalama yarısı) Hindistan'daki aşiretlerle aynı kökten olmaları ve kesin çoğunlukla İslamiyet'ten sonra Türk Devletleri tarafından bu bölgelere sevkedilmeleri tespit edilir niteliğindedir. Bu çalışma sadece, tarihi verilerle üzerine gidilmemiş konuların, araştırılmasına yönelik gösterilen bilimsel bir çabadır. Yazara göre; Türk, Kürt, Fars dilli, Arap, Lor, Gilek, çingene ve başkaları bireysel olarak tam eşit haklara sahiptir. Yaşadığımız bölgede eşit ve kardeşcesine beraber ve hoşgörü ile yaşamak hepimizin vazgeçilmez insani, dini ve millî görevidir.
Kullanıcı Yorumları