Osmanlı İmparatorluğu 1718-1730 yılları arasında Lale Devri'ni yaşar. Tıpkı adını aldığı çiçek gibi her şey muhteşemdir. Güzelliklerin, eğlencenin, zevk ve sefahatin doruk noktasına tırmandığı yıllara tanık olunur. Ama lale narin bir çiçektir ve vazoda yaşayamaz: Köklerinin toprağa tutunması gerekir. Lale Devri'nin ihtişamı da kısa sürer... Köklere inemeyen refah, mutluluk ve zenginlikler 12 yıl gibi bir sürede kendi kendini tüketir... Lale Devri, kanlı isyanlarla ve saltanatınn bitmekte olduğu sinyallerini vererek son bulur.... Böylece, dünyaya hükmeden bir imparatorluğun temeli ilk kez çatırdamaya başlar. Bir sonraki dönemler duraklama, gerileme ve çöküştür...
Lale Devri'ne damgasını vuran Sultanı III. Ahmet, şairi Nedim, ressamı ise Jean Baptiste Van Mour'dur...
Bir Fransız olan Jean Baptiste Van Mour, Lale Devri'ni bütün ayrıntılarıyla resmetti. İlk oryantalist ressamdı ve Levni'nin minyatür sanatından etkilenerek kendi dehasını ortaya çıkaran resimlere hayat verdi. “Kralın Doğu'daki Ressamı“ unvanına sahip oldu.
Fransa Kralı XIV. Louis, Osmanlı İmparatorluğu'yla ilişkilerini geliştirmek amacıyla Marquis de Ferriol'u İstanbul'a gönderdi, ama III. Ahmet tarafından kabul edilmedi. 1712'de Paris'e döndükten sonra 100 Osmanlı portresini içeren müthiş bir eserle ortaya çıktı. çok ilgi gören bu gravürlerin tamamı Jean Baptiste Van Mour'a 1707-1708 yıllarında sipariş ettiği tablolardan oluşuyordu. Albümün ünü Paris'ten tüm Fransa'ya ve Avrupa'ya dalga dalga yayıldı. Defalarca yeni baskıları yapıldı. 1714-1715'te ikinci-üçüncü ve renkli baskıları yapıldı. 1717'de Nürnberg'de, 1723'te Amsterdam'da, 1746'da Paris'te, 1769'da ise Londra'da yeni baskıları yapıldı. Bu kitapta, Lale Devri'ni en yakın tanığının fırçasından günümüze kadar ulaşan ve tarihe tanıklık eden gravürleri bulacaksınız. Arka fonda ise Osmanlı İmparatorluğu ile ressamın birbirine çok benzeyen hüzünlü yaşamöyküsü var...
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları