"Sarayın uzak bir tarafında, bir zamanlar tahıl barındıran ve şimdi bir zindan olarak hizmet veren bir mahzende bir kapının kilidi açıldı. Dayatmacı eller mahkûmu sarsıp uyandırdılar ve onu hücresinden alıp sarayın karanlık koridorları boyunca götürdüler. ... Muhafızlar kraliyet ailesinden bir mahkûmu söz dinler hale getirmenin yolunu çok uzun zaman önce öğrenmişlerdi. Bir krala itaatkârlık yanılsaması sunduğunuz sürece sizinle birlikte sakince gelirdi, siz onu ölümüne götürürken bile."
Bir zamanlar dünyanın en zengin adamı olan Lidya Kralı Karun fatihi Pers Kralı Kiros'un yaktırdığı ateşin üzerinde ölümüne yaklaşırken yaşamını düşünür, yıllar önce Atinalı filozof Solon'a “dünyanın en mutlu adamı kim” diye sorduğunu... Atinalı filozofun sözleri düşer aklına: birisinin mutlu bir hayat yaşayıp yaşamadığı ancak ölüm anında anlaşılır.
|
Lidya'nın Son Kralı'nda zenginliğiyle dillere destan bir imparatorluğun çöküşünü, hırsı, babalar ve oğullar arasındaki bağı, çocukların anne ve babalarını nasıl düş kırıklığına uğratabileceğini, savaşın gerçek ve acı yüzünü, parayı ve özgürlüğü, cesareti ve korkaklığı, arkadaşlığı ve mutluluğu; en önemlisi de mutluluk arayışındayken iyi bir hayat yaşamanın ne anlama geldiğini göreceksiniz.
Kullanıcı Yorumları