Kaybettiğim incecik bir detay belki bir kırıntı, hiç sıcak olmayan, renksiz, tufa ve tuzak dolu bu yolda beni zamanımın mesulüymüşüm gibi bıraktı. Tevazu göstermeyen bir ruh, tertemiz olup yerlerde sürünmesi icap ederken, cümle şehrin serin akşamlarında kucaktan kucağa gezer oldu. Tarifi mümkün değil. Asla bilinemeyecek bir aşırılık ve yerin dibine girerek bulamaç haline gelmiş tıfıl varlığım, yalan dolu hayalleriyle varlığını bir şekilde sürdürüp rezilleşmeye devam ediyor. Olan bu. Kıymet bilmeyen, delirmiş isteklerimin tasmasını boynuma geçirmişim yürüyorum. Alnıma dokunan nadide yeryüzü bazen salıyor iplerimi. Rikkate gelip içten bir gülümseyiş gösteriyor. Reddediyorum gibi surat asıyorum. Bıkıyorum.
Darmadağın oturuşlarımı birleştirip bir istikamet kuramıyorum kısacık yaşamıma. Sonumu görmezden gelip tıknaz, soğuk ve aceleci halimi olaylara sığıştırmaya çalışıyorum. Sonra uzun bir süre kendimi seviyorum. Ellerimi tekrardan heba ediyorum. Açıkça sığıntı halinde bedenime hapsoldum. Gücendim. Renkleri sıraya diziyorum. Maddenin anlamlı olması gerek. Bir şeyler söylüyor olmaları lazım. Yaklaştıkça duymam gerekiyor. Sığlaştığım yerde duymamaktan kızdım, dikkat kesildim, üzüldüm ve kaçtım.
Kullanıcı Yorumları