Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ilk topluluğu olarak kabul edilen Yedi Meşalecilerin edebiyatımıza miras bıraktığı iki önemli eserden söz edilebilir. Birincisi, 2012'de Mehmet Can Doğan'ın yeni harflere aktardığı Yedi Meşale kitabı, diğeri de 1 Temmuz - 15 Teşrin-i Evvel 1928 arasında 15 günde bir yayınlanan ve toplam 8 sayı çıkabilen Meşale dergisidir. Kitap, topluluk üyelerinin poetikasını ortaya koyarken dergi, şiirin dışındaki unsurları da vermesinden dolayı daha kapsamlı bir bilgi kaynağıdır. öyle ki dergiler, düşünce ürünü olduklarından önceden düşünülüp tasarlanıp oluşturulmaları nedeniyle daha kapsamlıdırlar ve iddia ettikleri dünyanın düşünüşünü, felsefesini daha açık olarak verirler. Dolayısıyla şiirin gizem içerisinde sunduğu bilgiler, dergilerde açık olarak yer alırlar. Yedi Meşale topluluğunun yayın organı olan Meşale dergisi de buna en iyi örneklerden biridir.
Yedi Meşale topluluğu, büyük iddialarla edebiyat sahnesine girmesine rağmen kısa ömürlü olmaları yüzünden beklenen yenilik hamlelerini sağlayamamıştır. öncesinde Servet-i Fünûn'da yazan bu sanatçıların aralarındaki en önemli bağ, arkadaşlık ve çağdaşlıktır. çok genç yaşlarda Batı edebiyatını örnek alarak yeni bir heyecan ortaya koymaya çalışan bu sanatçılar, kendi poetikalarını oluşturacak zamanı bulamadan dağılmışlardır. Topluluğun erken dağılmasının en önemli nedeni, Türkiyede yeni kabul edilen Latin Alfabesinin kullanılma zorunluluğudur. Aslında çağa son derece uygun bir yayın anlayışıyla hareket eden topluluk ve dergi, bu yüzden erken dağılmıştır. Onların Türk kültür ve edebiyatı için ne kadar önemli olduğunu sonrasında kurup geliştirdikleri ve Türk tarihinde en uzun edebiyat dergisi olarak günümüze dek süregelen VARLIK dergisidir. Varlık dergisinin değerlendirilmesi için de hem Yedi Meşale kitabı hem de Meşale dergisi önemli kaynaklardandır.
Yedi Meşalecilerle ilgili Hüseyin Tuncer'in kitabı dikkate değerdir. Meşale dergisi ile ilgili olarak da 2013'te Mustafa Kurt ve Dinçer Apaydın çalışma yapmıştır. Varlık dergisi de 847. (Nisan 1978) sayısını “50. Yılında Yedi Meşale özel Sayısı” yapmıştır. Bunların dışında konuyla ilgili müstakil bir çalışmaya tesadüf edilememiştir. Edebiyat tarihlerinde adı sıklıkla geçen bu topluluğun yayın organının Latin alfabesine aktarılması, toplulukla ilgili verilebilecek yargıları tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Meşale dergisinin dizgi açısından da iddialı olması, bizi bu çalışmada biraz daha titiz davranmaya sevk etmiştir. Zira, Yedi Meşale topluluğunun bizce en dikkate değer taraflarından biri büyük bir emekle çıkardıkları Meşale dergisidir. Meşale sanatçıları poetik olarak iddialarından uzakta kalmış olsalar da, çıkarmış oldukları dergiyle bunu başarmışlardır, denilebilir. Derginin mizanpaj kalitesinin yanında Batı edebiyatlarına yakınlığı, sanat merkezli yayın yapması, edebiyat üstatlarını baş tarafa alarak daha çok gençlerle hareket etmesi bunlardan bazılarıdır. Dergi bu açılardan oldukça renkli bir görünüm arz eder. Yazık ki, tarih olarak Türkiye'de Latin alfabesinin kabulü sürecine denk gelmesi ve diğer nedenlerden dolayı kendini tam olarak ispat edemeden ömrünü tamamlamıştır.
Bu çalışmada Meşale dergisi yalnızca Latinize edilmemiş, Giriş olarak Yedi Meşale topluluğu üzerinde kısaca durulduktan sonra “Meşale Dergisinin Kültür Hayatımızdaki Yeri” başlığı altında derginin şekil ve içerik özellikleri, yazar kadrosu ve edebî faaliyetleri söz konusu edilmeye çalışılmıştır. “Açıklamalı Dizin” bölümünün birinci kısmında Meşale'deki tüm yazıların sayılarına, konularına ve yazar adına göre açıklamalı dizini yer almıştır. Bu bölümde reklam, fotoğraf, resimler de dâhil olmak üzere dergideki tüm unsurların açıklamalı dizini yapılmıştır. çalışmanın son bölümü ise Meşale'nin her şeyiyle Latin alfabesine aktarılmasını içerir. Bu bölümle ilgili Osmanlı Türkçesi'nden günümüz Türkçesine aktarırken mümkün olduğunca günümüz imlasına yaklaşma eğilimi gösterilmiştir. örneğin edebiyat tarihlerimizde ve konuyla ilgili çalışmalarda çoğunlukla “Meş'ale” olarak gösterilen kelime bu çalışmada “Meşale” olarak kullanılmıştır. çalışmada dizgi olarak da mecmuanın aslına sadık kalınmaya çalışılmış ancak teknik nedenlerden dolayı az da olsa farklılıklar olmuştur. çalışmanın Türk kültürüne katkı sağlaması en büyük dileğimizdir.
Kullanıcı Yorumları