Bu çalışmada sözleşmeler hukukunda taraflardan birinin sözleşmeyi ihlâl etmesi halinde bu ihlâl nedeniyle zarara uğrayan tarafın bu zararlarının telafisi için başvurabileceği en önemli hukukî çarelerden birisi olan tazminat yaptırımı ve onun sınırları, milletlerarası belgeler ve millî hukuk sistemleri karşılaştırılmak suretiyle ve uygulamadaki mahkeme kararlarından örneklerle incelenmiştir.
çalışmanın en temel amaçlarından birisi, globalleşen ticaret dünyasında Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra pek çok Ortadoğu ve Asya ülkesinin de taraf olduğu ve 07.04.2010 tarihinde Türkiye'nin katılmayı kararlaştırdığı ve 1 Ağustos 2011 tarihinde Türkiye bakımından yürürlüğe girecek olan Milletlerarası Mal Satımına ilişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması'nda (United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods-CISG) ve bu Antlaşma'nın bir tamamlayıcısı ve Avrupa Birliği Borçlar Kanunu'nun bir öncülü olarak görülen Avrupa Borçlar Hukuku Prensipleri'nin (Principles of European Contract Law-PECL) ifa engelleri sisteminde önemli bir yere sahip olan tazminat sorumluluğunun sınırlandırılması için seçilen, kökeni ve uygulaması Roma hukukuna kadar dayanan öngörülebilirlik ilkesini Türk hukukuna tanıtmak ve bu ilkenin Türk hukuku tazminat sorumluluğu içerisinde ne şekilde uygulanabileceğini göstermektir.
(önsöz'den)
Kullanıcı Yorumları