Bu kitabı oluşturan denemeler, farklı sularda seyrediyor gibi görünseler de, sonunda aynı okyanusta buluşan ırmaklar gibi, aynı menzile akıyor. Her biri, yaşadığımız günlere insan ruhundan bir pencere açmayı deniyor. Yazar, "Yaşamaktan ve sevmekten derin bir korkuyla korksak da, aslolan hayattır. Hayata karşı savaş açamayız" düşüncesi eksenindekuruyor kitabını. Ve ekliyor: "Baharda tomurcuklanan ağaca savaş açamayız, bir delikanlının kıpırtılı yüreğine, serinleten yağmura ve ısıtan güneşe karşı savaş açamayız. Ve insanların iç dünyalarına savaş açamayız." Yasamak yorulmaktır, Sayara göre. Zira, hayatıher haliyle yaşamak, en başta kendi iç dünyamızda bir yolculuğu gerektirir, kaygıyla yüzleşmeyi gerektirir. Yola çıkmak, kendisinin farkına varmaktır, kendisini bilme çabasıdır; ve kişi, kendisiyle yüzleşmekten mutlu olmaz, çünküfarkındalık kaygıyı çoğaltır. Dolayısıyla, iç dünyalarda yaşanan bu yolculuk, yorucudur. Bu yorgunluktan kaçmanın, 'yola çıkmama'nın,hiçliğe sığınmanın bedeli ise, 'kişinin kendi benliğini yitirmesi'dir. çünkü insanın en büyük kaygısı, anlamsızlıktır. İnsan, bütün anlamları anlamlandıran bir anlam ister; bu dünyadakivaroluşunu açıklamak ister. Ve işte bunun için, insanın 'olmak cesareti'ni göstermesi gerekir. Varolmak ve var kalmak, cesaret isterolmak cesareti...
Kullanıcı Yorumları