İnsanımızın duygularını derinden etkileyen ve kaçınılmaz gerçek olan ölüm, mezar taşı kitabelerinde; ayet-i kerime, hadis-i şerif, vecize, atasözü, nesir, şiir, temenni ve dua olarak yankı bulmuş, milletimizin hissiyatına asırlardır bu kitabeler tercüman olmuştur. Ancak uzun bir müddet mezar taşlarının da içinde bulunduğu büyük bir medeniyetin birikiminden, zenginliğinden mahrum bırakıldık. Bir bakıma hafıza kaybı yaşadık. Bilinen bir gerçektir ki hafıza kaybı yaşayanlar bu süre zarfında ne kaybettiklerinin farkında da değildirler. Bir millet düşünün ki bir asır önce vefat eden dedesinin mezar taşını okuyamıyor! Bundan daha büyük utanç sebebi ne olabilir
Bu mütevazı çalışmamızda geçmişimizle yüzleşip, hafızalarımızın tazelenebilmesine küçük bir katkısı olur düşüncesiyle Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın en güvenilir belgeleri olan mezar taşı kitabelerinde ki "manzum metinler"e yer verdik. Mezartaşı manzumeleri antolojisi de diyebileceğimiz bu çalışmada, Ahlat'tan İskeçe'ye yirmi şehir, ellinin üzerinde mezarlık ve hazireyi kapsayan çalışmalardan istifade edildi. Geçmiş ile gelecek arasında önemli bir köprü olan dedelerimizin mezar taşları hakkında yazılanlar çoğaldıkça yere düşmüş, toprağa gömülmüş, bir kenarda unutularak kaderine terkedilmiş kitabelerin birer birer gün yüzüne çıkacağına inanıyoruz.
Kullanıcı Yorumları