Ahmet : İşe yeni başladığımız yılları hatırlıyor musun
Necmi : Hatırlamaz mıyım İnanılmaz bir tempomuz, inanılmaz telâşımız vardı.
Ahmet : çocuklarımız küçüktü, paramız azdı, zamanımız azdı. Hani otobanda piknik yapmıştık iki aile birlikte. Ne günlerdi Yarabbim.
Necmi : Otobanda piknik filan yapmamıştık. Sen öyle bir rüya görmüştün.
Ahmet : Ne rüyası canım. Hani hatırlasana, İstanbul-Ankara otobanında, şöyle yolun tam üstünde ...
Necmi : Sahi mi Ben rüya diye hatırlıyorum.
Ahmet : Yok, rüya değildi.
* * *
Sadrazam : Neyse gıybet etmeyelim. Daha mühim bir mevzu var önümüzde. Müneccimbaşı memleketin nasıl kurtulacağı konusunda mufassal bir rüya gördü uykusunda.
İkinci Vezir : çok şükür.
Kazasker : Yarabbi şükür.
Sadrazam : Yalnız rüya pek tahsilatlı. Rüyadaki tavsiyeleri yerine getirmek de pek müşkil imiş.
İkinci Vezir : Nasıl yani
Sadrazam : Anlatması da müşkil. Şimdikine benzer idari müşkülatlarda gelecek asırda tedavi amaçlı çalıştırılacak bir CEO bulmuş müneccimbaşımız. Cinler tâifesinin yardımıyla onu o asırdan bu asra celp eylemiş, anladınız mı
Kullanıcı Yorumları